"Adım Adım Ahirete Yolculuk" eserimizde; hastalıktan, hasta ziyaretine, ölümden taziyeye, kabir ziyaretinden ahirette yeniden dirilişe kadar, hatta hesap-kitaptan cennet-cehennem yolculuğuna kadar geçen süreçte dinin öğretilerinin doğru anlaşılmasına gayret sarf ettik. Ancak toplumumuz, birçok konuda olduğu gibi ölüm yolculuğunda da dinin kuralları yerine sonradan icat edilmiş bid'atlere daha çok itibar ediyor. Âcizane, bu süreçte yapılan birtakım bid'atlere dikkat çektim, yapılması sünnet olanları anlatmaya gayret ettim. Evet, bid'atler çoğalıp revaç görünce her bid'at bir sünneti kaldırır. Bid'atler dinin her alanına yayılır ve rağbet görür. Bid'atçiler karşı çıkanları ya kendileri gibi yaparlar; ya da İslamı'ın özüne bağlı olanlar tek başına da olsa sünnet mücadelesini vererek "Fırka-i Naciye"den olurlar. Evet, hamd ve sena; insan öldüğünde bedenin zerrecikleri bütün kâinata dağılsa bile onları bir araya getirerek yeniden diriltmeye kadir olan Allah'a mahsustur.